30 Kasım 2006 Perşembe

günlerden yazartesi


kafam her günkü gibi yine ve yine darmadağın..
odam gibi.. yatağım gibi.. geçmişim gibi.. ve demek ki geleceğim gibi... üstüne de düşmüyorum pek..
ben aslında dışarı çıkmaktan korkuyorum... insanların arasına girmekten.. bilmem neden anlatamıyorum tabi kimseye.. anlatırsam yabancıya anlatıyorum.. tanıyanlar öyle tanısın.. gülmesin bana.. gülerler siz bilmezsiniz.. birisi birinin bi şeyini öğrendi mi.. eyvah ki ne eyvah.. hemen o gözle bakarlar insanan.. eksikmişçesine... gerçekten de öyle olur.. saygından eksilirsin bi şekilde.. çünkü yanlış kişiye söylemişsindir..
neyse kafam darmadağın demiştim en son.. geceleri gördüğüm onca garip rüyanın anlamını çıkarmaya çalışıyordum .. ama kurtaramadım yorumsuz bırakmaktan... artık böyle olur napalım...
neyi fark ettim biliyor musunuz.. sevmenin adaletsiz olduğunu.. şmidi diyorsunuz ki.. biliyoruz yaa.. tek kelimeyle şöyle diyorum.. " sevdiğim başka sevenim başka.. " yorum sizden gelsin..
binbir tane yabancı vardı geçen gün evimizde.. babamın arkadaşları.. suzan ablanın arkadaşları.. beni görünce direk bana odaklandırlar... neden bilmem.. öyle işte... soru yağmurları.. baharın attığı taşlar.. ki aslında çok zeki biri.. o yüzden ona bi şey demiyorum.. başkası olsa.. yerden yere vururdum.. hem bahar bi de anne üstelik.. saygım var ona.. artı dedim ya.. akıllı :) bi şey demiyorum ona.. atsın taş.. çok yedik biz o taşlardan :)
dündü galiba..
bi arkadaşımı hatırladım..
amasradan bi arkadaş.. çok iyi biriydi..
serap diye bir arkadaşım..
önceden telefonu vardı..
hatta değirmenderedeyken birbirimize bi kaç mektup atmıştık..
iyi anlaşırdık.. ama inanın ki
hep küserdi bana nerdeyse..
şimdiler de de biri var yine bi arkadaşım. hep kırıyorum demek ki birilerini..
serap zamanında ben orta okuldaydım.. o akıllı kızdı.. zekiydi..
şimdi ingilizce öğretmeni oldu belki bilmem..
ben mi benden adam olmuyo zorluyorum.. bi de bi şey olcaksa o da.. yer kaplarım o olur ancak... belki bir gün serap ı görmek de kısmet olur...

28 Kasım 2006 Salı

30 saniye de ....


birileri..titanik ver diğerlerini tam otuz saniyeye sığdırmışş :) hem de çok ama çok sevimli olmuş ...şimdi de bu videonun linki veriyorum işte burası titanik :)
bu ALIEN
burası FIGHT CLUB
burası FREDDY vs JASON
burası JAWS
burası KING KONG
burası THE RING
burası ROCKY
burası SUPERMAN
burası THE WAR OF THE WORLDS
şimdi diyceksiniz ki ne kadar da çok var.. ama izleyin bakın hepsi çok şeker ve şirin.. yorum bile yazarsınız siz şimdi.. gülümseyeceğinizi garanti ederim.. :)

27 Kasım 2006 Pazartesi

sıfır mı bir mi

ben ucundan köhne yerinden biliyorum hayatı..
tanrının yüzünü..
ben anlıyorum ya..
söylüyorum.. sesim var.. ağzım dilim var..
nedir bu inat..
bir bunu anlamıyorum..
etkisiz eleman ben..
çarparken insanlar kendini bir miyim..
birleşirken sıfır mı

ferhat vural sezgin

25 Kasım 2006 Cumartesi

free hugs / bedava kucaklaşma

bir izlemelisiniz derim.. çünkü gerçektende çok güzel

soluklanmamak

kendimi alıp giderim ..
kimseyi değil..
ben yaşatırım can veririm..
öldürülmek umrumda değil..
acımıyor değil..
ben bilirim hangisinin doğru olduğunu
ama bir şey de beklemem...
hani olur ya..
çok incinirsem...
yavaşça girerim suya...
denizin dibine doğru yürürüm...
bir daha soluklanmamak üzere...

evren

evren o kadar yalnızdı ki...
sonunda usandı bu durumdan..
kendini parçalara böldü...

yıldızlara bölündü..
gezegenlere...
insanlara bölündü...

evren o kadar yalnızdı ki..
her şey oydu sadece...
her şey oydu..
ama hiç bişeyi yoktu kendinden başka..
ve bir karara vardı.
hayal kuracaktı..
işte bizler o hayallleriz tohumlarıyız.. can bulduk..

yani aslında ben sadec benim..
sen yoksun..
her gün bir ben ölüyor..
her gün bir ben doğuyor..
ben iyi ben kötü..
ben kendime napıyorum bilmem ey ben dediğim biz...

böyle yaşadığına bakma evrenin...
o aslında ölmek istiyordu...

24 Kasım 2006 Cuma

türk filmi

özlemek fenadır..
özlemek
sessini özlemek
kelimeleri..
şştt
dahası yok...

tabi insan kırılınca..
koyuveriyor o an..
özlüyorsun diyelim..
ama senden ses de çıkmıycak
çünkü özledim desen...
bin tane laf...
çekerim hani..
ama eskisi gibi olmaz ya ..
o kötü

hayal
meyal
umut
entrika...
nedir bir brezilya diizisi midir..
hayat brelziya dizisi gibi oluyo kimi zaman..
fakat benim ki daha çok türk filmi gibi
süpriz sonu bekliyorum
var sanıyorum..
ama şimdi bi anadolun altında kalmam lazım ..
bilmiyorum belki türkan çıkar..
beni kurtaracakken kör kalır..
cüneyt gelir..
dövüşebilen tek gazeteci...

şimdi aklımda özlemek vardı ..
ben türk filmlerini izlerken hep bi özlem duyarım...
o kutsal senaryoya..
kimse bilmez..
türkan şoray gerçekten ağlar..
ediz hun.. gerçekten sever..
ya hülya..
bilmem..
ben kimim bilmiyorum..

tabi özlemek dedik en son..
sonu monu kalmadı
yani en son seni az önce özledim..
şimdi bi çalsa ahmet özhan...
sen rüzgarda..
açıversen kolarını..
ferhat desen..
koşsak saatlerce bi ormanda..
ona bile razıyım sevgilim..

özlemek diyorum..
tabi özlerken seni özlüyorum..
tamam ya kızma..
anladık..
biliyorum..
iş işten geçti di mi..
ama dur..
türk filmlerinde olmaz öyle şey..
atlarız ford'umuza doğru düğüne..
nereye
bekle.
daha sana sakladıklarımı söyleceğim senden kalanları...
bekle..
yıllarca sevmiştim ben..
nereye..
hani..
durun
jenerik değil
durun
kapatmayın..
kapatmayın..
.......................................
.......................................
madem öyle
şöyle tam alnıma yazın
son
diye..
mutsuz bittiği belli olsun...

yazan : ferhat vural sezgin...

canını yakarım

sen beni bilmezsin..
uçurum demem atlarım aşağıya..
dipsiz kuyulara..
ne düşüncesizim bilmezsin..
hem kendimi hem seni yakarım.
uyandığım sabaha
rüzgar yağmur gönderene küfrederim...
gazeteyi alırım elime..
bakarım...
ne midemi bulandırıyorsa.. lanetimi basarım..
sen beni bilmezsin.
ben ona buna sataşırım..
ruhumu teslim edecek hallerimi toplarım
matematiğini yaparım..
şu kadar gün mutlu tasasız..
şu kadar gün. asabi yararsız..
gün gelir..
eski hesapları açarım..
sen bilmezsin..
ben küçük hesaplarla oyalanırım..
farkettim ki..
hayat bir kaç ay kafama uymadı...
giderim..
dükkan dağıtırım..
ev basarım..
sarhoş olup kapılarda yatarım
eşkiya değilim bi şey değilim..
sen bilmezsin..
ben kafama göre yaşarım...
farzet ki... adamın biri geldi..
mutlu bir gün bekliyor seni dedi..
sen ne güzel dersin..
ben pataklarım..
sen bilmezsin..
ben adamın canını yakarım...
yazan : fehat vural sezgin

elveda

elveda anne elveda...
elveda anne
elveda ama
sen hiç benim annem olmadın...

elveda baba elveda..
baba
elveda çocuk desem sana
ne olur kızmaa.. iyi peki ama..
en çok hangimiz çocuktu..

elveda kardeşlerim.. elveda
benim birbirinden değerli iki kardeşim...
sizlere diyorum elveda..
yolunuz açık olsun..
aklınız ermiyor..
dua edin aklınız ermiyor

elveda herşeye..
elveda..
peki ya
neden ellerim hep vedada...

elveda hayallerim..
ellerim vedada...

yazan : ferhat vural sezgin

kırmızı

en son onu dört sene önce görmüştüm..
yalnız kadın derlerdi.
oysa öyle çok seveni vardı ki..
o hiç ben şöyleyim demedi..
ne kendini övdü
ne acındırdı...
yaşı yetmiş altı...
öyle bir kadındı işte....

kırmızıyı üstünden eksik etmezdi..
kırmızı severdi..
ama kırmızı eti yemezdi..
zaten yetmezdi kesesii
zaten doktor da yasakladıydı...
o kırmızıyı çok severdi

ellerinde torbalarla gelirdi..
hemen balkondan aşağıdan onu görürdüm..
çökerdi kaldırıma..
küçücük çocuklar toplanırdı..
hani dört sene evvel..
o 76 ydı..

çocuklara neden bilmem şeker verirdi..
çocuklara gülerdi..
onlarda ona..
yaş olmuş yetmiş altı..
kim diyor yalnız diye..
tüm çocuklar onun torunuydu bir nevi..
her ne vakit kızları gelmezsede ziyaretine..
o devamlı benim kızlarım şöyle derdi..
benim kızlarım böyle
benim kızlarım melek derdi..

oysa bilmezdi..

melekler kırmızı severdi...
o kırmızıyı çok severdii..



yazan: ferhat vural sezgin

ben

ben kimim diye bağırıyordum bu yankıya..


yankı oluyordu yankıya..

iyi bir adam da olabilirdim..

şayet kimseden de kötü değilim..


bunu da sormadım zaten ben

iyimiyim kötümüyüm diye

kendimi çağırdım..

yüzünde eksik parçalar..

ellerinde bir ameleliğin izleri..

çok geliyordu bana...

selam verecek yüzüm yoktu

merhaba dedim öne eğilip

fakat yüzünde eksikti o parça

cevap veremedi..

şimdi

hemen şimdi bir aynaya bakıyor

gibi hissetmeliydim diyordum kendime..


bu ben bense eğer..


neden bir yansıma yok küçük

bir ayrıntıda bile..

sonra konuşmaya başladı..

şaşırdım..

oysa eksikti bir kaç parçası yüzünde..


bana herkül den bahsediyordu..


sezar diyordu..

ne vahim diyordu

bu uluyan sesine bir süre tahammül ettim..

sonra yüzümü döndüm gökyüzüne..

yağmur değildi ordan yağan..

ateş yağıyordu

bir çatlak vardı belli ki..


şeytan topuklu giyiyor olmalıydı..


zeminini.. tavanını delmişti..


cehennemin..



korkuyor değildim hani..

sadece korkanları izliyordum..


karşımdaki bense..

bir hayvanı andıran görüntüsüyle..

çirkinliğiyle..

yürek parçalıyordu korkusuyla

çırılçıplak bir kadın geçti önümden koşarak..


bağırıyor..

belirli belirsiz bakınıyordu

kime bağırdığını bile bilmeden

sadece onu arıyordu..

dedim ki

oysa güzel bir kadındı..

şimdiyse yüzünde o zavallı ifade..

yüceliğini yitirmiş belli ki bir yerde..


makyajı silinmiş gitmiş..



karşımdaki ben bana şöyle dedi..


utanmıyor musun..

utanmak..

korkmadığım için mi..

ya da kaygılanmadığım için mi..

sevmek karşındakini satın almaktı

kendine.. esir etmekti..


sevmek bencillikti..


sevmediğim için mi

onu tuttum..

omuzlarından tuttum

onu geniş kirli omuzlarından tuttum..

ve ölmesini diledim..


ölense ben oldum...

biz kimiz

elbet sen beni sev diye yaşamıyorsun..
elbet hakedecek olan o adam da değilim..
ama iyi biri de olsam.. hani sen öyle desen de
anlaşılan iyi olmak yetmiyor..

sen sadece.. oyalanıyorsun..
inan kızmıyorum sana...
inan ki bir kızgınlığım yok.. kırgınlığım yok..
ne varsa her şeyim kendime..
çünkü ben o adam değilim...

kırgın yaşıyorum.. öyle kırgın..
öyle dayanıksız ki yüreğim..
elimden ancak bu geliyor
sızlanmak kendime..ama kırgınlığım sana değil.. bana..

işte o yüzden kısa kesiyorum..
aşk diye bir şey varsa..
biz onu yaşamıyoruz..
yaşadığımız beş para etmez bir oyun oluyor..
evcilik oynuyoruz.. sen çocuk ben senden çocuk..
elimde değil.. ben o adam değilim..

öyle bir adam olmak isterdim senin için.. elbet.. anlarsın..
belki bir gün anlarsın dediğimi..
sen avutacak bir şeyler de bulursun kendine..
ki seni avutulacak kadar da bırakmadım sana
çünkü öyle bi adam değilim..

şimdi gözlerimi koyuyorum..
biliyorum ..
o adam değilim..
ama bil ki kimse de benim gibi..
değil işte..
tamam..
o adam değilim..
ama kimse de benim gibi...
anlıyorsun değil mi..

yazan : ferhat vural sezgin..


yavrum

sen yavrum.. benimsin..
kim ne derse desin.. farketmez..
hayallerim benim ve sen öyle bir şeysin..
sen yavrum.. sevgilim.. bir tanem..
sen benim terli yatağımda bir izsin..
sen nefesim.. sen etim kemiğim..
sen benim kendimsin.. ..
ben tanrıyım.. sen tanrısın ve sen tanrımsın bir şekilde...
sen yavrum..
aşka çalım atan küçük sevgilim..
sen ..sesini her duyduğumda.. beni dilsizliğe iten kadın..
sen benim sesimsinn
seni her öpmek isteyişimde yüzüme çarpan o nemli esintide
bir gün yerini alacak sevgilimsin
sen.. yavrum..
koluna girip dünyayı sallayacağım kadın..
sen bende derin bir izsin..
sensiz sızlayacak derin bir yarasın..

sen!!! yavrum.. benim küçük sevgilim..
sen beni yaşama çeken şeysin..
sen beni ölüme iten..
sen bana inanamazken.. ben sana tapan...
sen yavrum..söyle ..sen nesin...necisin..


yazan : ferhat vural sezgin


monolog

benim ne savaşacak dermanım kaldı

ne barışacak vaktim..

sen en iyisi beni bana bırak

bu gitarın, bu sazın, bu sesin adamı olduğuma karar verdim..

kirli sakalımda taşırken bir kaç yılı..

ummamayı yeğledim kimi zaman aşkı...

dedim ya..

ben de gülecek hal kalmadı..

sen en iyisi beni bana bırak...

çocuktum kim bilir ne kadar da çocuktum..

arada bir büyüyorsun ya

adama koyuyor işte..

anlıyorsun ya..

anladığına lanet ediyorsun...

çocuk kalmak zor..

aşk çocuk işi değil..

aşkın karşısında kocaman adam oluyorsun...

olmazsan..

şamarı yersin..

inan ki sabah kalkar kalkmaz..

ilk sana yalvarmak istedim..

küçülmek istedim..

büyümek istemedim...

küçücük olayım..

ez beni istedim..

ama işte...

öyle küçük oldum ki sen beni es geçtin....

ben de diyecek söz kalmadı..

sen en iyisi beni bana bırak....

yazan : ferhat vural sezgin..

günahlar

? merhaba .....
_merhaba
? bugün neden bu kadar keyiflisin...
_ keyifliyim çünkü tüm insanlığı satılığa çıkardım...
? anlamadım
_ tüm günahları bugün satılığa çıkardım....
? hala anlamıyorum .. ne anlatmaya çalışıyorsun...
_ artık yerimi bir başkasına vericem...
? bir başkasına mı..
_ evet diğer iblisleri ..yani sürüyü yönetmesi için bir başkasını
arıyorum..
? neden ... noldu ki.. hayat seninle çok güzeldi oysaki...
_ ha-ha... şu garip iğneli laflarını özleyeceğim
adam...gerçekten...
? peki kime satıyorsun..
_ genç iblislere .... kim olursa...
? demek tüm insanlığın günahlarını satıyorsun...
_ evet... bu da anlaşmanın içindeydi... ? hangi anlaşma ..
_ tanrıyla olan anlaşma tabi ki...tanrıyla olan anlaşma..
? yani.. artık bizi günaha başka bir iblisin sürüsü mü ...
_ evet aynen öyle.. zeki olduğunu söylemliyim...
? bu neyi değiştirir ki..
_ bir çok şeyi..
? anlamıyorum..
_ yeni bir lider demek.. yeni bir anlaşma demek...yeni bir
anlaşma farklı günahlar demek.. farklı acılar zevkler..
şevhetler...
? bu kötü.. bu çok kötü...
_ benden kurtulmak isterdiniz.. işte buyrun....
? gelen gideni aratır .. doğru..
_ çocuklarına uyarıda bulunmak ister misin...
? hayır.. sanmıyorum.. aslında bilmiyorum....
_ dünya kökten değişecek unutma.. yeni iblisin kuralları farklı
olacak.. belki aranızda dolaşacaklar... bilmiyorum.. şahsen ben
arkama yaslanıp izlemeyi yeğlerim..
? bundan kârın ne.. neden satıyorsun ki..
_ emekli olma vaktim geldi... kıyamete kadar beklemekten
sıkıldım.... ayrıca yeteri kadar da ruh topladım... daha da bir şey
istemem...
? yoruldun..
_ hayır yorulmadım.. sıkıldım.. çok kolaysınız.. o yüzden
sıkıldım.... herkes ben ne dersem onu yapıyor.. teşviklerime
kolayca kanıyorsunuz.. basitsiniz... artık o savaşçı insanlar
yok....
? bu zamana kadar nasıl başımızın çaresine baktıysak.. bundan
sonra da bakarız...
_ elbette.. ama o zaman kurallar farklıydı.. şimdi ise kurallar
yine bambaşka olacak...
? kutlarım seni...
_ o kutlamayı ben çok önceden yaptım... daha sen doğar
doğmaz...
? ne ...
_ iyi ki doğdun adam.. yoksa hiç eğlenemzdim.. gerçi son
hadleri sıkmaya başlamıştı.. ama kıyamete kadar
dinleneceğim... tatil yaparım... kıyamette çok eğleneciğim..
parti gününe beklerim..
? pisliksin.. ve bunla gurur duyduğun için...
_ boşuna debelenme .. bu sözler benim için bir şey ifade
etmiyor.. benim yaratılışm böyle... iyi ki doğdun adam...
gerçekten .!!! iyi ki doğdun...

yazan: ferhat vural sezgin...

ben mi


bu derin sessizlik niye....


belki de bahsi geçen senin sağırlığındır...


buna artık bir dur demelisin dedim en son ama öyle sarhoşsun kiiii... beni anlayamıyorsun.

.

ben sarhoş olabilirim.. ama bilincim yerinde.. anlıyor musun beni


seni anlıyorum.. burda anlamayan tek kişi sensin...


beni yalnız bırak ben iyiyim... sadece biraz içtim... fazla değil...


bu biraz üç aylık bir biraz değil mi... neden böyle yapıyorsun.. neden anlatmıyorsun kenan.. anlat hadi.. ne yani.. hani biz dosttuk.. beni hiç yalnız bırakmadın.. ben de seni bırakmam...


bana bir şey borçlu değilsin..


bunu kastetmedim... sen.. gerçekten şu son üç aydır bambaşka biri oldun... neden ?

nolduğunu kimseye anlatmıyorsun.. neden...


ben bir yazarım.. ben acılarımla yaşarım...


yazar olmak demek.. acı çektikçe içip içip kendine işkence mi etmek demek...


sen beni anlayamazsın...


neden .. bir yazar olduğun için mi


hayırr...


sarhoş olduğun için mi...


offhh!!! hayır..hayırr....


peki neden... yalnız olduğun için mi.... nedir seni farklı yapan... sen bir yazarsın.. unuttun mu.... sen saygınsın.. yetenklisin.. yıllarca insanlara bir şeyler yazıp verdin.. herkes aynı yerden geldi diyen sen değil miydin.. yıllarca yazıp durdun.. anlattın.. peki şimdi anlatmaya korktuğun bir şey mi var nedir o ? hadi.. ben senn dostunum kenan... lütfen..


herkes aynı yerden geliyor.... ne büyük bir yalnızlık değil mi...


yalnız olduğun için mi bu kadar içiyorsunn...


o da var.. içimden bir türlü atamadığım bir yalnızlık var... ama bilmiyorum... ben hep içerdim... neden şimdi beni rahat bırakmıyorsun...


ben de içiyorum.. ama senin gibi.. sokak ortasında polise sadırmıyorum.... kalp kırmıyorum.. ayyaş gelmiyorum evime.. en azından traş oluyorum.. banyo yapıyorum..


kötü göründüğümü bilmediğimi mi sanıyorsun... biliyorum.. zaten iyi görünmek istemiyorum.. öyle bir dürtü yok artık içimde...


seni bu hale getiren şeyi söyle bana


benim galiba... ben.. ben..ben..ben..ben!!!!! ahmak ben...


bak bunu yanlış anlama ..ama bence hastaneye yatmalısın...ve..


defol git burdan!!!!! defoll...!!!


hep yanında olcam kenan.. yemin ediyorum bunu birlikt..


şimdi - hemen-evimden-defoll!!! DEFOLL!!!!


pekala.... sinirlerin yatışınca.. yine senin yanında olacağım.. bundan kaçamzsın...


.................


görüşürüz.. bir banyo yap... ve.. ve traş ol.... iyi görünmen için diyorum.. biliyorsun.. edebiyat dergileri değil artık magazin dergileri senin bu halini yazıyor.. vasat yazar diyorlar.. kendine iyi bak.. akşam uğruyacağım...

( gittikten sonra...)


( gördün mü koca adam...gördün mü.. ne hallere düştün.. zayıfladınnnn... ayyaşın teki oldun..artık sokaktaki o ayyaş serse..)

kapat çenenii!!!! lütfen sus..... lütfen....yalvarırım..

( neden? hak ediyor musun ki.. en iyi dostunun yardım elini geri çevirdin... onu evinden kovdun.. böyle bir şeyi nasıl söyleye bilirsin he?.. ama pes etmyeceğini biliyorsun.. aynı zamanda da bencilsin.. )

hayır değilim....

( ancak benciller içip içip sarhoş olur... kendi acılarını en yüce yaparlar.. ve işte senin gibi en dibe düşerler..)

susman gerekiyor.. sus....

(üç aydır deliler gibi içiyorsun.. neden ? bana açıklaa.. neden kenan... ?)

çünkü..çünkü bilmiyorum.. kurtulamıyorum bu mutsuzluktan.... tanrı beni çoktan unutmuş olmalı...

( sen hep böyleydin kenan.. acıların.. hassaslığınla kazandın bunca şeyii. yetenğin..senin yeteneğin acı çekmek.. bunu anlaman lazım...)

ben istemiyorum.. hiç bir şey istemiyorum... seni de istemiyorum ..kimseyi istemiyorum git artık başımdan..

( ben senim zaten kenan.. ben senden geliyorum..başka bir yerden değil....)

...........................


nasılsın...


çok üzgünüm .. çok üzgünüm ..


noldu .. neden ağlıyorsun ...... noldu ???


haberleri izlmen lazım...


nolduğunu anlatmaycak mısın.. sen ..ne oluyor allah aşkına söyle...


izlee...


...................

.. VE ÜNLÜ YAZAR KENAN CEVDİT.. BU AKŞAM ÜZERİ SAAT DÖRT SULARINDA KOMŞUSU TARAFINDAN EVİNDE ÖLÜ BULUNDU... POLİS ŞU AN BİR ŞEY SÖYLEMİYOR.. KOMŞUSU AYFER HANIMSA İNTAHAR ETTİĞİNİ SÖYLEDİ... "HAYALİMDEKİ TANRI" , "KIR EVİNDE BİR HAYALET AĞAÇ" VE NİCE KİTABIN YAZARI BU AKŞAM VEFAT ETTİ ..ŞİMDİ DE SIRADAKİ ÜZÜC.....


ahh kenan.. ahhh..

( kim bilir belki de daha iyi oldu...)

sen de kimsin..bu kafamdaki ses benden mi geliyor..

( ben mi..ben kenan...)

???????....

-SON-

yazan: ferhat vural sezgin

hoşçakal

bana ne zamandan beridir uzaksın böyle...

uzak olan sensin sanıyordum...

ben sana hep yakın durmaya çalıştım.. oysa sen hep kaçtın ve ittin beni.. bunun bir sebebi olmalı diye düşündüm ... ya artık beni sevmiyordun.. ya da zaten hiç sevmemiştin...

öyle bir şey değil bu... anlatamam... anlamazsın... kelimelerle anlatılmıyor.. eksik kalıyorsun.....

fazla geliyorsun...

sevmiyorrum değil...

seviyorsun da değil...

sen benden ilgi beklerken ben de senden bekliyorum...

o zaman neyi bekliyoruz.. neyi.. neden acı çektiriyorsun...

yanlış olan bir şey var bilmiyorum... ayrıca aşk acı çekmek değil midir...

aşkı güzel yapamaz mıyız... aşkı mutluluğumuzla süsleyemz miyiz.. bu kadar mı imkansız....

aşk dediğin şey...
hiç bir şeye benzemz..

adı aşktır..

hiç bir kitapta hiç bir sözlükte bulamzsın..

ki varsa hemen çıkarsınlar..

aşk kağıda yazılsaydı.. herkes aynı şiiri okurdu...

herkes aynı şarkıyı söylerdi

bana aşk deyip durma

bana şefkat bana mutluluk deyip durma..

o dediklerin..aşkın bir kaç maskesi...

aşk dediğin şey...

tek heceden ibaret bir lisanın yankısı...

aşk dediğin şey sensin..

aşk dersin.. ama inanmazsın...

aşk sensin..

aşk benim..

peki aşkım..sen nerdesin...

vazgeçmek senden ölüm biliyorsun

ama ölmek..

senden vazgeçmek değil...

ölmek mi niyetin.. yoksa

sevmemek mi..

ölme yeter..

sevmesen bile..

bu boşluk neyle dolar bilmem

bu bendeki dolmuşluk izin ver sende aksın..

sen hangi vakitler benden vazgeçtin...

senden vazgeçmek değil niyetim...

sarılmaktan korkuyorsun...

seviyorum demekten..

seviyorum dememden korkuyorsun...

seni sevmek hep güzel oldu...

beni sevmen hep güzel oldu..

senden değil kendimden korkuyorum..

sana uzağım... ama

kendime de uzağım..

sevdiğin zaman sevdiğin olursun...

ben sen oldum..seni hep anladım..

sen beni anlamadın...

anladım ama anlatmadım...

susmak kolay geldi nedense..

susmak yaraştı bana...

ama ben seni yine de dinledim..

sessizliğini dinledim...

anladım ki senin sesin sessizlikti..

ama o arada bir

sesinin çıktığı zamanlar

bana denk gelmedi...

çünkü duymamı istemedin...

bir yanılgı belki de benim seni seviyorum demem

bir yanılgı belki de senin beni seviyorum demen

hayallerine iyi bak...

hoşçakal...

en büyük hayalimdin...

hoşçakal...

yazan : ferhat vural sezgin

o gün

o ki aranızda dolaşıyor

sizin gibi yürüyor

sizin gibi giyiniyor

ama sanmayın ki o sizden

çünkü siz siz değilsiniz

o ki vardı farkına herşeyin

ama beklemekte

çünkü vakit bugün değildir

o size nasıldır ışık onu gösterecek

hak edenler yolunu daha iyi görecekken

var olan kötüler kör olacak

siz ki korkmayın acılardan

onlar sizi nasıl kurtaracak o gün anlayacaksınız

siz ki kaçmayın o günden

çünkü siz hiç bir şeyi hak etmeyen

çünkü siz her cezayı hak edensiniz

gün doğacak ve doğduğu zaman bir gün onunda

yola koyulma vakti gelecek

o gün geldiğinde ne mutlu size

o gün geldiğinde vay ki halinize...

mesih

gün geldi dedi mesihe adam

mesih bunu bildiğini ve anladığını söyledi

ve indi bir şimşekle birlikte yeryüzüne

indi bir şimşek vücudunda bir atla yere

dedi ki ey adem oğulları

ben ki size babamdan bir şey getirdim

merakla sordu insanlar

nedir o diye

tam karşınızda duruyor ya dedi mesih

kalabalık şaşırdı ve ona inanmadı çünkü sınırı vardı herşeyin ve yoktu mucize

mesih onlara söylemedi kim olduğunu

çünkü kimse sormadı

biri vardı ki dedi

ben senin kim olduğunu biliyorum

mesih biliyorum dedi ve adam efendisine yol verdi

gün geldi diye bağırdı insanlara o dur bu sıkıntının sebebi

sıkıntınızın sebebi aplyon'dur dedi

o ki varmakta yahut varmakta dünya dediğiniz yer ona doğru ve soğuk ateşi teninizi yakmadı sadece

ve adam dedi ki ben hep biliyordum bunu ama inanmadım kendime

ve mesih ona çünkü sen o sun dedi ve yol verdi efendisi

bulut ve adam

...ve adam öylece bakarken yalnız başına boşluğa

başına gökten bir bulutun parçası düşmüş

demiş ki

hey bulut bak bende ne var

bulut cevap vermiş

biliyorum

nerden biliyorsun

ben attım çünkü

neden

çünkü sen yalnız başına dalıp giden bir adamsın

ve kimbilir nerelere dalıyorsun

ve kimbilir neler düşünüyorsun

ya iyisin ya da kötü

ama her halde de bunu hak ediyorsun

hakediyorsun çünkü kötüysen bir taştır o başına attığm

eğer iyiiysen bir hediyedir o

adam gülmüş ve demiş ki

bende biliyorum

çünkü ben de bilerek kaçmadım

eğer kötüysen niyetini anlayacaktım

eğer iyiysen bir dost edinecektim

yazan : ferhat vural sezgin

neşe

bu ne güzel bi neşe

yürek ayaklandı

içimde yürüyor

bir öğretmen oldum sanki

bir kuş oldum sanki yuvası bulutlardan

el ayak şaşırmış

bütün heyecanımı paylaşıyor bedenim

bir hayal yapıyorum mutluluktan

her şey hemen olsun istiyorum

yazan : ferhat vural sezgin

muhabbet olsun adı


çal duvarlara aklımı şimdi

vur duvarlara

hem rüzgar olsun hem deniz

işte sana dalgalar

dur bir şeyler söyledik yine

muhabbet olsun adı

yazan : ferhat vural sezgin

zor

sen gittikten sonra

göz kulak olamamışım kendime besbelli

zor tanıdın beni

zor konuştum karşında

zor olurdu zaten benim için her şey

ben zaten zoru severdim

sen zordun

seni sevdim

olaslılkların en zoruydu hep benim olman

bir hayaldi aslında

ben o hayali severdim

ama değiştim

ben de o gün bakmadım hiç gözlerine

bakmak zor değildi

hani sen kaçıracaktın ya gözlerini

işte o zoruma giderdi

yazan : ferhat vural sezgin

karabasan

bir ses geliyor yakınlardan

yakınlardan uzak bir ses

duyduğumda kasılıyor vücudum

acıtıyor uyanıklığımı

bir ses geliyor yakınlardan

yakınlardan uzak bir ses

duyduğumda olmayacak bir hikaye yazıyor zihnim

bir ses geliyor yakınlardan

yakınlardan uzak bir ses

bir çığlık atacağım dişlerimi açabilsem

tam ensemde soluyor sahibi

bir ses geliyor yakınlardan

yakınlardan uzak bir ses

yine karabasanlar uğrayıp duruyor bana

bütün kelimeler sıkışıyor dilimde

bir ses geliyor yakınlardan

yakınlardan uzak bir ses

satmanın zamanı geldi belli ki yattığım yerin

bir ses geliyor yakınlardan

ışıklar bir bir beni terkediyor

yazan : ferhat vural sezgin

benzer yazılar

Related Posts with Thumbnails