27 Haziran 2007 Çarşamba

sıcak değil resmen sıcak

"evet sevgili izleyiciler.. şimdi haberler.. sıcaklıklar gün geçtikçe daha da artmaya başladı... doktarlar ve meteoroloji uzmanları bu sıcaklıkların zararlı olduğunu açıkladı.. bugün denize girip serinlemek isteyen 8 kişi hala denizden çıkartılamadı.. neden denizden çıkmıyorsunuz sorusuna ise şöyle cevap verdiler... allah belanızı vermesin siz yaptınız di mi bu küresel ısınmayı...
.. edirnede 6 kişi aklını kaybetti.. akılları hala bulunamadığı için yetikilelerden şikayet eden ö.m. kameralara şöyle dedi... humuhama.. bubr.. gumhp.. öğüüüüeeekk!!! bugün ankarada 100 kişilik bir grup yere üfleyerek eylem yaptılar.. sloganlarıysa şuydu... küresel ısınma... küreyi ısıtma... aralarından taşkınlık yapan eylemcilerden bazıları polis kuvvetlerini köşede sıkıştırıp zorla yere üflettirdiler.. bugünlük haberler bu kadar.. yarın tekrar görüşmek üzere... şimdi klima reklamları..."



ya inanın böyle bi sıcak olamaz yavvv... deli oluyorum.. kafayı yiyorum... çıldırdım ben.. evet evet.. kesin... şu an gene iyi saat 22:00 civarları...şu an ki halim böyle.. rahat.. huzurlu.. günşe batmış çünkü... nefes alabiliyor.. boğulmuyorum.. felaket bir gün daha geçirdim.. sırf bu sıcaklar yüzünden... allah bilir bunun kışı nasıl olur.. bu akşam saatlerinde öyle bi rahatladım ki sormayın.. deli rahatladım.. hafiften esiyor ohh mis gibi.. hemen o serinlikten istifade çizmeye başladım.. zaten dedim kaç gündür çizmiyorum bi şeyler...



şimdilik rahat ve özgür olan bedenim sabah berbattı.. yani geberiyordum... dükkanı açtık ama.. yani işte para kazanmak için.. zaten dükkan benim değil.. mecbur açıcam.. yoksa ben yaz bitene kadar evden dışarı çıkmaycağım.. bugün bayağı bi su kaybeden vücuduma su nakli ile destek çıktım.. artık hayaller görmeye bile başladım.. çöldeydim sanki.. küçük itfaiyeciler gördüm bi ara.. yanıyor söndürün abi... hayır da demedim.. ama hayaldi işte.. bi de gerçek olsa...



bi ara böyle sanki o sıcak ytmiyormuş gibi sinekler saldırmaya başladı.... yav zaten beyin sıcakta pişiyor kafatasının içinde.. yav vahşet.. gerçekten tüylerim diken diken oluyor bahsettikçe bu sıcaktan.. neyse... sineklerde bundan istifade saldırıyorlar.. ama sineklerde sanki böyle sıcaktan mayışmış.. abiiiii.. susadık abiiiii... bi kere ısıralım gibisinden..



bi ara kaptırdım kendimi gene hayallere.. sinekler böyle bi tane iki tane de değil ya.. onbeş yirmi tane.. ciddiyim.. bizim orda pek olmaz sinek felan.. onlar etrafımda dönüyor.. ben de king kong gibi onları harap ediyorum felan.. ama en son sonuncu ısırıkla yıkılıyorum.. düşüyorum binanın tepesinden felan.... ne çok felan dedim öyle di mi...



fakat ileriki zamanlarda.. mesela saat 15:00 / 16:00 arası.. tam gittim.. artık sineklerle dost oldum felan.. kuş sandım hatta bir an.. yani kuş sanmamış olabilirim de ama yanlışlıkla.. yürü git be pis kuş dedim.. farkedince pek güldüm kendime.. :)



bakıyorum insanlar denize giriyor.. plaja gidiyor.. yok onlara da o kadarı yetmiyor.. yav ben bi kere.. ne bileyim. .deniz felan da kesmez artık.. deniz de sıcakmış.. gezegen gezegenlikten çıktı.. içine ettik hep beraber.. hep bundan yani.. valla bakın yeminle... eridim bugün eridim.. bi ara sıvı hale gelecektim .. dedim abi bakın buharlaşçam ben sanırım.. beni bi kavonaza koysanıza.. akşama yuvarlanarak kırıp kavanozu çıkarım ben dışarıya... hı? ne dersiniz dedim.. baktım.. kimse yok ortalıkta.. herkes kendini bi kavonaza hapsetmiş bile...



bende hapsettim kendimi kavonaza.. en iyisi bu.. kendinizi bi kavonaza koyun.. sonra da dolaba doğru zıplayıp orda serin bir yere yerleişn.. ta ki güneş batıncaya kadar.. sorna hep beraber zombi misali eğleniriz.. ne güzel di mi... turşumuz da kurulmuş olur.. yav sıcak ama di mi gerçekten.. yani şimdi saçmalıyorum ya.. saçmalayacak kadar hakıyım ben aslında di mi.. değil miyim.. öyle-yim mi ?
neyse.. hadi ben çizmeye devam.. hayaller beni bekliyor... marş-marş bana!!.. nırını- nırını-rınını- rırı- lalala-lağaaaa



20 Haziran 2007 Çarşamba

evlenme olayı




daha önce hiç böyle olmamıştım... şaşkınlık içersinde olduğum gibi aynı anda da telaş içersindeydim.. peki neydi bunu nedeni.. bugün yani bu sabah uyandığım da... ayna da kendi suretime baktım uzun uzun.. dedim ki .." aha şimdi yalnız kaldın!!"..

ne alaka diyeceksniz.. bu adam bir zamanalr evliliğe karşıydı.. şmidiyse kaşrısına ilk çıkan fırsatta evlencek hale geldi... tabi o fırsatı bulursa....
ayna da bol bol baktım bugün iyice kendime.. anladım ki.. tip de kaymaya başlamış bende... dedim olum.. çabuk olamn lazım.. harbi yedin ayvayı nerdeyse... evde kaldın lan.. nedir bu dedim..

ben önceleri evliliğe karşı biriydim.. yani sevmezdim onun bahsini.. saçma ve boş gelirdi.. ama artık anlam kazanmaya başladı... tabi şimdi yoldan geçenlere sorsanız her on kişiden dördü evliliğe iyi bakmaz..
neyse efendim devam ediyorum.. bakıyordum aynada kendime.. sırtımda sırt çantam. hani son bir kontrol hesabı... baktım.. yaş olmuş yirmidört.. tabi siz beni görseniz kesin 19 dersiniz.. gerçekten genç gösteriyorum.. ama işte.. çok garip oldum o an....

neyse gittim efenim dükkana kara kara düşünüyorum şimdi.. kimle evlenebilirim ki ben diye... ya da benimle kim evlenir.. sıradan gidiyorum.. tüm bildiğim bayanları sayıyorum aklımdan.. bu arada sanki inatmış gibi dükkana ikide bir evli çiftler geliyor.. mutlu bir şekilde gülücük atıyorlar birbirlerine... ya da taze sevgililer giriyor.. el ele tutuşmuşlar.. sanki evlenceklermiş gibi her an...
baktım baktım.. aslında evlenecek çok kadın var.. iyi de bizi kim seçecek.. di mi o da var.. yani.. hani kız belki hoşlanır ama.. harbiden ben pek tahammül edilecek adam değilim.. ben bile kendime zor tahammül ediyorum.. çok sigara içerim bi kere.. sigara içen birini bulmalıyım.. problem çıakrmasın sonradan... sorna tembelim.. o da azcık tembel olursa iyi olur.. ama fazla değil... bi de biraz zayıf olsun.. ben gibi.. yani bi de zayıfları tercih etmiş olsun hep geçmişin de.. kasl erkeklere hani itici bi gözle bakan kızlar var ya .. onlardan işte.. var mı ki öyle kızlar... neyse... yani bana bir kadında neler olmalı derlerse.. sigara içmeli derim.. zayıf olsun derim.. azcık tembel olsun derim.. yani bana tahammül edebilcek bi halde olsun... yoksa kesinlikle o evlilikten hayır gelmez.. bi de hoobastank sevmeli... :D























neyse efendim böyle bunları düşündüm işte gün boyunca.. gün boyunca ben bunları düşündüm iyi ama.. işte işin bi de diğer kısmı var.. ne mi.. ben nasıl evlenme teklifi edeceğim ki bir kıza... çok zor lan.. yani ben bi kıza çıkma teklifi dahi edemem.. salak salak bakarım... diyemem yani.. allahtan hani az çok hoşlandığım kızlar bana çıkma teklifi etti hep.. aslıdna benim bir korkum var yani.. bir kızla ilişkide bulunmak.. onunla sevgili olmak.. korkarım ben.. ne zaman bitecek.. ne olacak.. acaba ne zaman benden nefret edecek.. acaba beni gerçekten beğeniyor, seviyor mu... saçımı iğrenç mi buluyor.. çok sigara içiyorum.. tiksinir mi.. felan.. bu bakımdan.. kafayı yemiş vaziyette olan ben.. nasıl olur da bi de evlenme teklifi edeceğim.. hem sorular var hem de korku var... ne halt yiyeceğimi bilmiyorum yani...

































nasıl edbilirim ki evlenme teklifini bi kıza...
mesela laf arasında mı...

_naber ferhat nasılsın aşkım..
_iyi işte ben de bugün herhalde sana evlenme teklifi edebilirim diye düşünüyordum.. ne dersin..
_hıappşuuu!!!!
_hadi ben kaçtım...

ya da

_evlen benle...
_efendim..
_hayır mı ?.. tamam ya... neyse.. boş ver.. sormadım farzet
_yav hayır demedim..
_inanmıyorum.. evet dedin yanii.. allahım ayaklarım yerden kesildi yemin ederim.. yeminnn
_yav evet dedim mi ben şimdi..
_hadi gel dondurma yiyelim..

ya da

_ yav.. iki aylık ömrüm kalmış..
_ne inamıyorum... ciddi misin sen yoksa..
_evlensen belki iyileşirim..
_ya şöyle şakalar yapma..
_(şaka değil lan..) tamam

veya..

_az önce iddaya girdim arkadaşlarla... şimdi diz çkücem önüne.. sonra cebimden bir yüzük çıkartçam.. sen havaya felan zıpla tamam mı.. adamlar bakıyo.. iyi para var ucunda.. iddaaya girdim.. yemeğe götürürüm seni
_ne diyon ferhat ya... ne yüzüğü o ne anlama geliyo ki hem
_yav oleyy de yeter... bi de yüzüğü parmağına takınca.. öpüşçez.. şakacıktan oldu mu..
_saçmalama ferhat.. saçmalama lütfen... git başkasına teklif et.. onu zıplat sen.. sırf beni zıplatmak için.. ayıp yani..
_kız yok..
_sen de var biraz di mi..
_di...

napıcam len ben.. harbi ... en iyisi görücü usülü.. ya da iç güveyi felan mı gitsem acaba ben.. gider miyim ki.. valla istemye gelirlerse beni neden gitmeyeyim... ama kahve felan yapamam.. bakkaldan kola alırım anasını satayım...

13 Haziran 2007 Çarşamba

PÜKAÇ-ÇUUUU...!!!

günlerden bir gün yürüyorum .. dedim azcık geznti yapim dedim bugün...
günlerden bir gün... aldım sırtıma çantamı.. mutlu, sırıtık, hafif sempatik, çok yakışıklı bi vaziyette yol almaya başladım....



epey gezdim o günlerden bir günde...vay dedim anasını satayım.. gezilcek ne çok yer varmış meğer yaşadığım yerde.... sanki bir büyük bir şeye imza atmışçasına sevindirik oldum... neşelendim.. derken yolda giderken.. birinin beni izlediği hissine kapıldım.. dedim yok artık.. ama anladım ki arkama bakmadan bunu anlayamam... bi de baktım ki ne görim.. sevimli mi sevimli.. şeker mi şeker bir kedicik... hastayım kedilere... ama bu kedi başka bi kedi.. böyle dev gibi yahu... kaplan yavrusu gibi... aldım tabi kucağıma...



ağırdı da biraz... şaşkın şaşkın bakıverdim... dedim napam ben bunu... hemen dükkana doğru yol aldım... kedi de kucağımda... şirin mi şirin.. sevimli mi sevimli... girdim dükkana...koydum onu masanın üstüne... acaib bi şey.. sanki insan gibi bakıyordu bana.. ellerini kaldırıp arada bir "mivv" diyordu... yerdim fekat onu.. onun beni yeme ihtimali daha çok olduğu için pek elleşmedim.. napsam acaba bununla dedim.. zırt diye hiç olmayacak bir fikir geldi aklıma... onu yetiştiricektim.. ve onunla birlikte maceralara dalacaktım... o macera benim.. bu macera benim.. e dedim bi de bu yavruşa bi isim lazım... ikinci bi ampul yandı kafamın üstünde tabi...



adını pükaç-çu koymaya karar verdim... her ne kadar pükaç-çu diyemeyip "mivv"lese de... ben bu ismi tuttum.. lan dedim.. tamam pekala lan demedim.. ama derdim isteseydim.. derim yani.. neyse... dedim gel pükaç-çu... senle bi işimiz var.. birine bir ders vericez... baktı sanki " nereye abi?" der gibi.. ben de sanki o öyle demiş gibi " politikaya atılıyoruz yavruşum" dedim dışımdan.. hem dışımdan hem içimden dedim... bi kaç gün sürdü tabi arayışımız... öyle kimseyi tek yakalayamıyorsun... derken birini allaha şükür tek yakaldık nasıl olduysa... dedim allah versin cezanı... "hade pükaç-çu!! saldırr.... elektrik şokuuuuuu.... vur dibine... bu babam için.. bu anam için... bu da 'ananı da al git' dediğin içinn.."



bayağı bi sevindik bu öylesine yaptığımız kahramanlığa...



bi ara ben bile "miv"lemeye başladım...
sonra sonsuza dek mutlu yaşadığımızı sandık.... ta ki ben bu hikayeyi ..öthümden uydurduğumu hatırlayana denk.. dedim noluyoz yaa... öffhh.. gerçek olsa ne süper olurdu di mi lan, dedim kendime... sonra evet dedim kendime... sezen aksudan o şarkı çalmasın mı radyoda... sırf o yüzden çizdim hikayeyi valla.. tesadüfün böylesi diye.. ilahi güç ya da.... bir kedim bile yok.. anlıyor musun. hadi gülümseee...

10 Haziran 2007 Pazar

çiziktirdiklerim...

blogger adam
soru işaretiyle yaşayan adam
onu seç .. onu

2 Haziran 2007 Cumartesi

ikindi namazı

günlerden geçen gün.. duruyorum dışarda.. dışarda mı duruyordum ya.. her neyse.. dışardayım işte derken.. böyle kendi kendime hayal uruyorum.. düşünüyorum işte.. bakıyorum gökyüzüne.. ilk önce aklıma bir şiir geliyor... bakıyorum... kuşlar.. martılar..
uçun turnalar..
martılardan daha süpersiniz..
uçun anasını satayım , gibi güzel bi şiir oluşurken kafamın içnide..

zırt diye.. süpermen geliyor aklıma... ulan diyom.. süpermen olsam ne karizma olurum de mi?
süper olurdu.. olmadı ama.. var mı acaba böyle gizli süperkahramanlar.. süper oclak ama.. ışın felan...



neyse efendim bi kaç saat sonra çiçekçi zafer abinin dükkanında tıkınıyoruz biz.. yok çay içiyoruz.. ama ben tıkınıyordum derken bizim köksal abi geldi.. kendisi böyle irice bi insan..



enterasan bir tip.. derken neyse efendim böyle ben tıkınıyorum mis gibi yiyiorum.. kaç gündür hastayım zaten derken felan... zart diye bi soru sordu bana..

ikindi namazı kaç rekat...



hobaaa.. ne bilmi ben din kültürü derslerini dinlemezdim ki .. din kültürü öğretmeni dediğin adamı tokatlar.. öyledir.. ezbere yığar herşeyi.. ben de ona saygı duymaz.. hoşlanmazsam.. ona değer vermezsem neden ben de emek verip onu dinliyeyim ki.. dedim bir an içimden.. acaba dedim dışımdan desem mi.. yoksa akşam namazını soracak..

neyse efendim böyle konuşuyoruz.. ben dinliyorum aslında.. ters bi şey de diyemiyorum.. adam zorla tekbir getirtçek bana.. dedi ölünce de işte cehenneme gitmezsen hurilerle başbaşa kalacaksın..
şaşırdım güldüm bi de..
hoşuma gitmedi değil
ben de dedim ki ona..
" ya ben başka birini seviyorsam.. "
" saçmalama öyle şey olmaz..."
" nası yani ya.. napçam huriyi ben.."
" oraya gittiğinde sevdiğin kişiyi hatırlamaycaksın.."
" nerden biliyorsun"
arapça bi şeyler mırıldanır burda... ondan sonra da bakar gözlerime.. ben de hemen konuyu değiştirim diye.. zafer abiyle geçen gün aynı muhabetti yaptığımızı söylerim.

"bak biliyo zafer bunları"
"evet dedi ki ;biri madonna olsun bari hurilerden biri dedi".. diyince ben köksal bey fenalaştı orda..



" ben orda olsaydım çakardım zaferin ağzına işte.."
" neden ki ?"
" neden gavur kadını seçiyor i..ne ?"
" bilmiyorum huri işte.. onu da allah.. evet" kısa kestim tabi derken sohbetin ileriki kısımlarında bana bu dünya da kılmadığım namazların öteki tarafta ateş üstünde kılacağımı söyledi...

ulan ne ki bu yaaa... ? ne şimdi bu.. cehennemlik olduğumu biliyordum zaten... amaan neyse.. allah affetsin köksalcım eyvallah...

bulduğun gibi

ardına bakmadan terket beni.. git.. yalnız bırak...
zaten bulduğunda öyleydim..
bulduğun gibi bırak...

yazın

unutmayın o göremediğim ruhlar..
bir nefes daha aldım az önce.. bunu da sayın günahlarımın hesabını yaptığınız gibi..
yazın defterime ne imansız olduğumu..
yazın defterime geçmişimi..
ayakta duramadığım sarhoş gecelerimi..
hesap vereceğim kayıtsız sapkınlıklarımı..
yazın ama bu şiirimi de. nolur yazın..

yok

efkarlı buluttu adı..
doğardı sabah mavi kartalla...
ve çingenelerin karavanlarının arasında sızardı hayata gizlice..
bakardı toprağa toprak yok..
bakardı gökyüzüne gökyüzü yok...
bakardı ayna da kendisine.. o eski kendisi yok

kaç kuruş

kaç kuruş eder şu hayatımız...
sen ve ben güzelim...
anlayamadığımız bu hayatta nedir değerimiz..
tanrının unuttuğu kulları..
ademle havvanın hiç sormadığı çocukları..
kaç kuruş eder şu hayatımız..
ölsek şimdi ağır ağır sebepsiz yere..
kaç kuruş tutar mezarımız

benzer yazılar

Related Posts with Thumbnails